• 0 (342) 369 60 65 Dahili: 3200

Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesine yeni katılan öğrenciler için oryantasyon programı düzenlendi. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehmus Demir, öğrencilerimizle bir araya gelerek hasbihal etti ve ilahiyat öğrencisinin misyonundan, Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenci olmanın avantajlarından ve ayrıcalıklarından bahsetti.

Prof. Dr. Şehmus Demir yaptığı konuşmada, yapılacak en güzel fakat aynı zamanda en zor mesleğin Peygamber mesleği olan din öğretimi olduğuna, öğrencilerin ilahiyat alanına ait bilgileri en iyi şekilde öğrenmelerinin, edindikleri bilgi ve bakış açısını hayat boyu taşımalarının önemine işaret etti. İlahiyat fakültesinden bir şey öğrenmek için çaba harcamadan boş bir biçimde ayrılmanın hayat boyu doldurulamayacak bir boşluğa yol açacağını, bu nedenle canla başla, gece gündüz demeden çalışmak dışında bir alternatif bulunmadığını belirten Prof. Dr. Şehmus Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Dikkat ettiniz mi hiç İslam dünyasındaki çatışmaların kaynağında hep ne var? Başka bir sürü neden sayabilmekle birlikte dinle ilgili tartışmalar vardır. Dolayısıyla dinin doğru anlaşılmasıyla ilgili ciddi sorunlar bulunmaktadır ve şu an bu sorunu ciddi bir şekilde giderebileceğiniz bir merkezde bulunuyorsunuz. Yine bütün hocalarınız bu boşluğunuzu doldurmak, doğru bilgiyi aktarmak için var.  Sizler ve bizler olarak her iki tarafın da iyi olma zorunluluğu vardır. Sizin de çok iyi olmanız gerektiği gibi, biz hocaların da iyi olması gerekiyor. Bunun başka bir alternatifi yok. Bunların ikisinden birinin çökmesi, sistemin çökmesi demektir. Yani, hoca çok iyi, ama öğrenci motivasyonsuz ya da öğrenci çok iyi, hoca ise kötü olursa başarı sağlanamaz. Bu nedenle belirttiğim gibi, hepimiz iyi olmak zorundayız. Bu aynı zamanda bir mesuliyettir. Çarşıda, pazarda, sokakta, her an her türlü soruyla karşılaşabilirsiniz ve bunlara cevap vermek durumundasınız. Sadece cevap vermek değil, aynı zamanda görüntü ve duruşunuzla da “ben ilahiyatçıyım” dedirtebilmelisiniz. Ben de ilahiyatçı olmakla övünüyor ve iyi ki ilahiyatçıyım diyorum. Dolayısıyla sizin de kendinizle iftihar etmenizi istiyorum. 

Şu anda -tıp fakültesi bir yana- ilahiyat kadar önü açık bir fakülte yoktur. Neticede ilgilendiğimiz alan, din olunca bu ihtiyaç hiç bitmeyecektir. Buna sebeple istihdam alanımız da çok fazla. Dolayısıyla gelecek kaygısına hiç girmeden şu an yapmanız gereken tek şey, öğrencilik yıllarınızı en verimli şekilde değerlendirmek olacaktır. Eğer maksadımız diplomayı almaksa, er geç diplomayı elde edersiniz. Ama önemli olan o diplomayı hak etmek, o doğru bilgileri elde edebilmek. Diğer alanlardaki bir eksiklik bizim alanımızla ilgili eksikliğimiz kadar belki bir problem teşkil etmeyecektir. Öyle ki topluma yanlış veya eksik bilgi aktaran ilahiyatçının verdiği zarar daha büyük olacak, toplumun yanlış bir alana kanalize olmasına vesile olacaktır. İfade ettiğim gibi bu anlamda sorumluluğumuz büyüktür. 

Gaziantep şehrimizde çok fazla Suriyeli insanımız var. Bu bir anlamda sizin için büyük bir avantaj ve bunu bir değere dönüştürebilirsiniz. Mesela Suriyeli kardeşlerimizle karşılaştığınızda, sadece Arapça konuşmaya kendinizi alıştırabilirsiniz. Öğrendiğiniz Arapça’nın mahalli veya fasih bir Arapça olup olmaması da önemli değil. Fakültemizin avantajlarından bahsetmek gerekirse, fakültemizde yüzde yüz Arapça ile eğitim yapıldığı öğrencilerinin de Araplardan oluştuğu Arapça ilahiyat bölümü var. Fakültemiz çok eski bir fakülte olmamasına rağmen altı ayda bir, uluslararası hakemli, konulu Türkçe dergi çıkarmakla Türkiye’de ilahiyat alanında tektir. Yine bu dergimiz hakemli olarak Arapça yayınlanmakla da tektir. Ayrıca bu derginin İngilizce’ye çeviri çalışmaları başladı ve İngilizce olarak da yayımlanacak. Böylece bu da ilklerden biri olacak. Diğer bir avantajımız ise, fakültemiz Arap hoca sayısı, diğer fakültelerin tamamından neredeyse daha fazla.

Özetle, sizden beklentimiz büyük. Günde en az altı saat çalışmalısınız. Belki başka işlerinizin yoğunluğu nedeniyle bu dört saate düşebilir. Ama bunun da altına inmemeli. Kaybedecek hiçbir vaktimiz yok. Sizden donanımlı, iyi bir ilahiyatçı olmanızı istiyoruz.”